29 Mayıs 2012 Salı

mid-phd crysis

apartmana taşınmakta olan yeni komşuları  görmek, ingilizce hoşgeldiniz demek, kızın ilk sorusunun nerelisin olması, şaşırması hoşgeldin dediğim için falan... Ayaküstü komşu muhabbeti (öğretmek)... Almanya'dan kareler... Ne işim var lan benim burada?

can sıkıntısı

Geçen pazar oturup 3 film izledim. Men in Black 2, Eyes Wide Shut ve Sideways. Men in Black 2 hakkında pek bir şey söylemeyeceğim, zaten imdb notu da düşük. Eyes Wide Shut'ı üstünde çok konuşulduğu için izlememiştim daha önce, bana kalırsa çok da bir şey kaçırmamıışım. Kübrick filmlerine bakınca ilk 5'te saymam sanırım. Sideways'e gelince, ilginç bir filmdi. Orta yaş iki adamın yol hikayesi gibi bir şeydi. Biri yazar olmaya çalışan ama hiç bir kitabını bastıramayan bir İngilizce öğretmeni, şaraplardan anlıyor, iki yıl önce karısı tarafından terk edilmiş bir loser. Diğeri süper başarılı olmayan bir aktör, evlenmek üzere. O adamın veda partisi tadında bir şarap gezisine çıkıyorlar. Evet, düşündüğüm her kelimenin önce ingilizcesini düşünüp türkçeye çevirmeye çalıştığımdan bok gibi bir cümle oldu. Film bu iki adamın o gezideki hikayesi üzerine kurulu. Bence güzel bir filmdi.  Bazı yerleri eğlenceli, bazı yerleri hüzünlü, bazen aşırı durağan olsa da beğendiğim ve etkilendiğim bir filmdi.
Neyse, ben kalkıp öğlen yiyeceğim salatayı hazırlayayım ve işe gideyim. Yine buradan nefret etme zamanımdayım, geçer. Geçsin. Kendimi çıkış tarihi belli olmayan bir hapishanede gibi hissediyorum bu şehirde. Belki de ben tatilden dönünce burada gerçekten iyi muhabbetim olan tek hatunun tatile çıkmış olmasıyla alakalıdır.

27 Mayıs 2012 Pazar

tembellik

İstanbul'da yerinde oturmak istemeyen ben, Tübingen'e dönünce nasıl tembel oluyorum belli değil. Ne gerek var ki, niye dışarı çıkayım ki gibi düşünceler sarıyor dört bir yanımı. Aynı şekilde bilgisayarıma gerekli programları kurmaya üşeniyorum, evi toplamaya üşeniyorum falan. Tamam mühendisin tembeli makbuldür de, abartmasam hani. Ya da kendimden çok şey beklediğimden böyle saçma düşüncelere giriyorum.
Neyse, bu tembellik silsilesinde dün ben ilk kez Men in Black izledim. Yanlış anlaşılmasın, üçüncüyü değil, ilkini :) Hatta şu anda da ikinciyi izliyorum, üçüncü filmi izlemeye hazırlık tabii. Bazı filmleri zamanında yeterince TV izlemediğim için izlememiş olduğumu düşünüyorum bazen,  hani böyle ama TV'de 50 kere yayınlandı dediğiniz filmler var ya, ben onların çoğunu izlemedim, ya da en azından TV'de izlemedim.
Tembelliği bırakıp terasımdaki sandalyeleri silseydim orada oturabilirdim bu pazar sabahı diyeceğim ama, bugün hava serin ve bulutlu. O da olur elbet, daha yaz uzun.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

avrupa birliğine kedi sokmak insan sokmaktan zor valla

Kuralları yine değiştirmişler, bu sefer de kuduz aşısı testinden sonra 3 ay beklemek gerekiyormuş evcil hayvanları sokmak için AB'ye. Hayır buradaki almanlar benim kadar aşılatmıyorlar kedilerini valla (pintiliklerinden tabii, aşıya para gidecek diye). Neyse, geç olsun da güç olmasın.

25 Mayıs 2012 Cuma

and I'm back...

Tubingen oldu Tubingen oldu (bunu da bir Bleda bilir ve anlar zavallim, Tubingen'e kabul oldugumu ogrendigim bir cuma aksaminda attigim ciglikla yuregini agzina getirmistim).
Dun zorlu ve uzun bir yolculuktan sonra nihayet evime varabildim. Basel'e ucup yine Karaormani bastan basa gecen bir tren yolculugu sonrasinda eve ulastim. Soyle diyeyim,  sabah Istanbul'da evden 6'da cikip aksam buradaki eve 8'de girdim, aradaki 1 satlik farki da koyarsak eder size 15 saat.
Bu sabah derse gittim, sonra da yeni tasindigimiz binadaki ofise ilk kez geldim. her yola gelir insani olan ben isirganotu, 15 dakikada bilgisayarimi kurup calismaya basladim.  zaten kisisel esyalarim cok cok az oldugundan eve goturmustum, bir sirt cantasi icinde onlari getirip 15 dakikada da onlari yerlestiririm. Oh mis. sanirim masami kisisellestirmem benim yararima olurdu gerci, boylece her durumda masasina ikinci kisi cakilan insan olmak durumunda kalmazdim.
neyse kucuk isler bunlar.
simdi cikayim da alisveris yapayim, evde yiyecek hicbir sey yok. Sonra da game of thrones izleriz bleda ile skype uzerinden. Cuma aksami cikisi birasina cagirdilar ama, beynim hala yerinde olmadigindan cok cok useniyorum.
film falan izlemek gerek ara sira.
uzun sure Turkiyede kalmanin yan etkisi, buraya ilk geldigimde hissettigim yalnizlik hissi oluyor. hani buradayken bir sure sonra alisiyorum da, oraya gidip sevdicegimi, ailemi, arkadaslarimi, kuzenlerimi falan gorunce cok yalnizim lan burada oluyorum.  poff...

22 Mayıs 2012 Salı

She Loves You

Yine uzun zaman olmus yazmayali. Bu sefer tatildeyim sevgili blogcan, tatildeyim dediysem Istanbul'dayim, Bleda buradayken Turkiye disindaki yerlerde uzun soluklu tatiller yapamiyorum. 13 gunluk tatilimin 11. gunundeyim. Izmir'e gittim, bol bol kumru yedim. Hatta Kusadasi'na gidip denize bile girdim, bu sefer sezonu erken actim, cok sevincliyim. Havada leylek gordum yine, bol gezmeli bir yil dilerim kendime.
10 Mayis'ta bir konferans basvurusu icin deadline var idi, kopek gibi calisiyordum oncesinde. Kendime tatil vaad ederek calisabildim resmen be blog, zor isler bunlar.  Ama kabul edilirse bir New Orleans gezisi beni bekler bu sonbaharda, hadi bakalim.
Tatil yaparken stres olan bir insanim ben, esasinda o kadar stresliyim ki, o adrenalin tatil moduyla dahi gecmiyor.
Kedilerimi goturmem gerek, ama ben Almanca bilmiyorum ve kaybolurlarsa falan nasil bulurum diye korkuyorum.
Hicbir sey okumuyorum yine bu aralar, tembellik guzel sey olabilir (mi acaba).
Persembe gunu Isvicre uzerinden donecegim, bakalim ne kadar macerali bir donus olacak benimkisi.
Insanlara ne uzerine doktora yaptigimi anlatmaya calismak bazen cok eglenceli olabiliyor. Ben Bilissel ve Gorsel Sinirbilim uzerinde calisiyorum diyorum misal, sonra bos bakismalar falan. hayat bana da zor valla.

Simdi donunce deneylerimi bir- iki parametre degisitirdikten sonra tekrar yapmam gerekecek. Normalde zor gelmeyecek bir sey ama ofisimiz sehrin baska bir yerinde baska bir binaya tasindi ve deneyleri ofisin skiden bulundugu binada yapmaya devam edecegiz. yani senin anlayacagin yollarda gececek bir- iki ay beni bekler yine. Olsun, bakarsin gercekten de hocanin dedigi gibi bir degil iki yayina donusur sonuclarim, kim bilir. Bu deneyden iki yayina donusurse geriye kalir bir. 3 yayin = doktora diplomasi. Yaa yaa, benim de boyle kuck dertlerim var iste blog.
Oyle iste...