2 Kasım 2012 Cuma

There's a house in New Orleans

Uzun zaman olmus yazmayali, hep aklimdaydi da tembellik ettim. Doktora insani tembel yapiyor sanirsam. Tembel degil de, diger konularda isteksiz yapiyor.
Yazmadigim arada Amerika'ya gidip geldim. New Orleans'a gittim. Konferans bizim alandaki en büyük konferanslardan biriydi, orada bulunmak ve poster sunmak güzeldi.
Amerika'ya gelince, New Orleans gezmek icin güzel fakat yasamak istemem sanirim orada. Bir de Amerikalilar kibar insanlar, ozellile Almanya'dan gittiyseniz. Ama su da var ki, bu filmlerdeki uuv Amerika söyle Avrupa böyle olayini daha iyi gordum, anladim falan.
Misal, burada hemen her yiyecegin organigini bulmak mümkün ve ucuz. Buranin en büyük numarasi o zaten, sinif farki az ve hemen her sey erisilebilir (zamaninda Istanbul'da daha cok para kazanicam diye gotunu yirtarken buradaki doktora maasima burun kiviran arkadaslara gelsin tekrardan :))
Birazdan bir kilisede yapilacak olan bilimsel bir konferansa gidecegim (burayla ilgili en sevmedigim seylerden biridir bu kilisede bilimsel etkinlik duzenleme sevdalari, ama bu durum Almanya'ya ozgu sanirim ozellikle).
Hocam buldugum fikirlere surekli burun kiviriyor diye bozuluyordum, yani benden pek hoslanmiyor diye dusunuyordum. Gecen farkettim ki kazin ayagi oyle degil, aksine benden buyuk beklentileri oldugu icin o modda. Bir de nedense hocalara karsi biraz fazla yumusak basliyim sanirim, yillardir birilerine yaptiramadigi seyleri kaktiriyor sanirim, olsun iyidir. Doktora dedigin sey kendie mumkun oldugunca cok sey katmak degil midir zaten :D
Bu aralar organik ve vegan beslenmeye takildim, veganim demiyorum, cunku henuz degilim. Ama bence bu siyah beyaz gibi kesin cizgiler yerine gecisli olabilecek bir sey. Ne kadar az yaparsan o kadar az zarar verirsin misali. Bir de bu sebeple/ bahaneyle bu hafta hemen her gun tum yemeklerimi kendim hazirlayip pisirdim, mutlu oldum. Bir de badem sutu bulsam surada tam olacak (evet biliyorum, onu da kendim yapabilirim de, daha oralara gelemedik).
biraz daha almanca ogrendikce ve almanca bloglara falan bakabildikce, benim derdimin genel oalrak almanlardan cok spesifik olarak birlikte calistigim insanlarin kisilik ozelliklerinden kaynaklandigini daha rahat goruyor ve rahatliyorum, elestirdigim insanlar gibi irkci olmaya basladigimi dusunup korkmaya baslamistim.
Bu aralar pek bir sey okuyamiyorum, Ender's Game'in devam kitabina basladim ama dedigim gibi bu aralar okumaya dair tum istegimi makalelerde kullaniyorum.
Saskin guruyu disari salmaya basladim, aptal mutlu oldu ama üsüyor :D Disari cikiyor, bir 10 dakika kadar sonra burrp diye kosa kosa iceri geliyor, battaniye altlarina falan giriyor zavallim. Simdiden boyleyse kisin ne yapacak :D
Neyse, sanirim gitsem iyi olacak. Konferanstaki ilk konusmaci epey ünlü bir kadin, taa Amerikaan kalkip Tübingen'e geliyor, kacirmamak gerek :)

Hiç yorum yok: