Radyo Eksen Beastie Boys'tan Girls şarkısını çalıyor, ben de sandalyemde gayet komik bir şekilde dans ediyorum. Olsun, beni de böyle kabullendik hep beraber. Bazen ailemin beni kabullenme konusunda gösterdiği tolerans beni çok şaşırtıyor, yani 'enee, bi ben salak salak triplerdeymişim, baksana herkes beni böyle kabullenmiş bile' oluyorum.
Bu hafta izindeydim, bugün izin bitti, yarın iş. Bu konuda hüzünlüyüm. İzinde olmak, her ne kadar kendime süper stres verecek meşgaleler bulmuş olsam da baş ağrılarıma iyi geldi doğrusu. Bir de her gün ufak ufak yürüyüşler yapmaya başladım. Yaşasın, analog yaşam. Bir gün çoğu şeyin analogunu tercih etmek bir lüks olacak ve o gün hiç uzak değil, ve bu beni üzüyor. İnsanların verileri, çoğu zaman fark etmedikleri ve bu nedenle değerini kendilerinin biçmediği bir ticaret aracı haline geldi bile. Almanya'ya ilk geldiğimde bu konudaki farkındalığı anlayamamıştım ve abartı gelmişti. Şimdiyse, üyelik kartınız var mı, ister misiniz diyen kasiyere bütün şiddetimle kafa sallıyorum hayır diyerek. İçimizdeki veri bilimciler, analistler ve algoritmik adalete kafa takanlar el kaldırsın.
Çok alakasız ama aklıma geldikçe gülüyorum. Yan dairede doğu Avrupalı bir aile var. Küçücük evde 3 küçük çocukla yaşadıklarından biraz kaotikler, ayrıca bahçelerimiz de komşu. Haliyle şu sıralar çocuklar bol bol bahçede oynuyorlar. Tahminimce 5-6 yaşlarında olan ortanca çocuk (yanlış hatırlamıyorsam ismi Sofia olan bir kız çocuğu), kardeşleriyle oynarken " Polyushka Polye " mırıldanmaya başladı😃. İşte bunlar hep doğu Berlin'de yaşıyor olmak, hep multikulti dediğimiz Berlin güzellikleri. Multikulti, çok kültürlü anlamına gelen bir kısaltma. Özetle Berlin güzellemesi ya da Berlin'in Almanya'nın kalanından bambaşka bir yer olduğu gerçeği. Onun hemen arkasından arka binadaki gençler Eminem dinlemeye başladı mesela. Eskiden olsa ne çok gürültü yapıyorsunuz diye yaşlı Güney Almanyalı teyze gibi sinirlenirdim ama şimdi eğleniyorum.
Genel olarak "hadi bir şeyler yapalım" tayfasının bütün bu bir şeyler yapalım heveslerini online mecralara taşımış olmaları yoruyor biraz. Bir gidin evinizde oturun allasen, kendinizle kalmaktan bu kadar korkmayın diye bağırasım geliyor. Özellikle iş hayatıyla ilgili etkinlikler, toplantılar, sosyalleşmeler konusunda epey negatif hislerim olabilir, evet.
Günlük yürüyüşlerimden bir bahar fotoğrafı bırakayım buraya. Şu bahar renklerine de, yaşadığım yerin bu kadar yeşil olmasına da bayılıyorum. Mesela bu güzellik, ana caddelerden birinde, sıradan bir apartmanın önünde yer alıyordu. O zaman yaşasın bahar renkleri ve uzayan günlerin hafifliği!
2 yorum:
Ah onlar ne güzel çiçekler.durmadan bir şey yapalimcilar benide yoruyorlar.durmak bir sey yapmadan dinlenmek iendini dinlemek ne iyi
Sokakta görüp beğendiğim çiçeklerin bir de ismini bilsem çok mutlu olacağım :)
Yorum Gönder