Uzun zamandir yazmamisim yine. Burnunu boktan cikaramayan isirganotu mode on. Ev sahibimiz, eve kendisi tasinacagindan evden cikmamizi istedi (lütfen hemen akil vermeye kalkmayin, akil veren insanlardan biktim artik. Evet yaptigi sey tamamen yasalara ve sözlesmemize uygun, evet biz de arastirdik bunu). Iste ekim basina kadar süremiz var. Ama burada bir kac sorunumuz var. Misal oturdugumuz ev Tübingen piyasasina göre ucuzdu. Misal tam ekim basi yeni ögrencilerin gelecegi zaman. Misal yabancilar polisi belli bir limitin üzerinde kira verirsek bankada bloke hesap acmamiz gerektigini ve aradaki farki 1-2 yillik olarak toplu olarak yatirip onlara göstermemiz gerektigini söyledi. Ha benim oturma iznimi birer yillik verip uzatiyorken bana hangi akilla 2 yillik para göstermen gerek diyecek, kanuni dayanagi nedir, merak etmiyor degilim. Tübingen konut problemi olan bir ögrenci sehri. O yüzden ev sahipleri kiracilardan kiraci begeniyor. 15 gündür bir tane bile ev görmeye gidemedik henüz, birakin evi begenip begenmemeyi, ya da tutmayi.
Evet üniversitenin ciftler icin yurt-evleri vs var, onu ben de düsündüm sizden önce, merak etmeyin. Ancak evcil hayvan kabul etmiyorlar. Biz burada 2 kisi 3 kediyiz. Tek maasimiz var ve pek cok ev sahibinin gözünde kisa süreli olarak buradayiz (2-3 yil kisa bir süreymis evet). Üstüne üstlük almancasi iyi olmayan yabanci bir ciftiz ve daha da ötesi Türkiyeden geliyoruz (ismimden ve isimden önce nereli oldugumu soranlara selam olsun).
Yani simdi o en ucuz evler hic bir zaman bize kalmiyor. Ya bir eve degerinden cok para verecegiz, ya kimsenin tercih etmedigi, etrafinda hic bir sey olmayan Beckett'in Godot'yu Beklerken'i yazdigi tadda bir köye tasinacagiz (ki o köylerde de evcil hayvan istemeyen cok ev gördüm), ya emlakciya gidecegiz, ki burada emlakcilar ökküz gibi para aliyor (2.38 kira), ben bu evi tutarken vermistim, simdi mümkünse vermek istemiyorum (ki almanlarin emlakciya para verdigini henüz pek görmedim). Ya kedilerden vazgececegiz (yani bu bir opsiyon degil ama hicbir caresi olayana üniversitenin yurdu var iste dendiginde verilecek cevap) falan filan. Yani surada da paran yoksa hicsin, paran yoksa evcil hayvanin olamaz, paran yoksa sokakta da yasayamazsin, paran yoksa esin geri gönderilsin, paran yoksa bilmiyorum yani, bir cözüm yolu sunani görmedim henüz. sayisiz red aldik iki hafta icinde. Yabancilar polisinin bize ev büyüklügü ile verdigi sinir 24 m2. Oturacagimiz yer minimum 24 m2 olmak zorunda. Ama görebilir miyiz diye sordugumuz evlerin cogu (ki iclerinde 2 oda cok ev var, bizimkinden büyük cok ev var, 40-50 m2 evler var) biz sadece tek kisi istiyoruz diyor. Cogu evcil hayvana izin yok diyor sözde hayvansever olan bu memlekette (simdi bana kedi ama eve zarar verir sagi solu cizer demeyin, hayvan gibi depozito aliyorlar, depozitoyu kesmek icin her seyi ince ince en ufak ayrintiya kadar yazdiklari protokoller var eve girip cikarken, ve en önemlisi etrafa kendi verebilecegimiz zararlar icin liability insurance yaptiriyoruz, o kedileri de kapsiyor). Yani bir hesap yapiyorum, emlakciya falan gitsem, depozito falan (ki baktigimiz evlerden birinin depozitosu 1550 euro), yabancilar polisine bloke hesap derken bir anda ihtiyac duyulan toplu para 15 bin liraya cikiyor. Yine söylüyorum, su sözüm ona ultra sosyal devlette paran yoksa öl yani.
Bunun yaninda, sen gel benim evi tut, aradaki farki elden ödersin, yabancilar polisine onlarin istedigi kadar gösteririz kirayi diyen Türk amca var misal (o amca cok ayri bir yazinin konusu, insanlari salak yerine koymada level atlamis bence). Ben buraya geldigimden beri buradaki Türklerden bucak bucak kaciyorum. Bir yanda bu kadar caresiz durumda birakmak insanlari, bir yanda da Ghettolasiyorlar diye söylenmek. Paran yoksa buna mecbursun. Cünkü gecen gün almancamin iyi olmadigini farkedince hemen nereli oldugumu soran teyze, bana burun kivirmaya basladi diye burada doktora ögrencisi oldugumu anlattim zorla (neyse ki miymiyliktan telefonu kapatmamisti daha) o zaman biraz degisti, su gün tekrar ara dedi. Gören de bogazda yali kiraliyor sanacak, random bir köyde sobali, eski bir evi var kendisinin (yil olmus 2013 ve sobali ev, evet).
Yani kendimi üstün gördügüm falan yok. Ama kimse kusura bakmasin, surada kurallara uymak yerine 50 yildir sürekli cheat arayan bir topluluk söz konusu oldugunda, ben ev sahibi olsam ve her kesimden bol bol secenek sahibi olsam, ben de bana en az problem cikaracagina inandigim kisiyi secerdim. Ben sadece gidip yüzyüze görüsme sansi istiyorum. Bi izin verseniz belki beni cok seveceksiniz stayla.
Yarim yamalak almancamla yerel aksani ara sira anlayabiliyor olmam da ayri bir güzellik.
Bledanin burada calisma izni yok ve calisma izni alabilmesi icin önce is bulmasi, sonra bu isi isteyen alman hatta eu vatandasi olmamasi vs vs gerek ( o Türk amca da ben bunu cözerim diye atlayip bize bildigimiz seyler söyledi burada cok dassakliymismis kendisi, yesinler. Kendisine bilmedigi vize cesitleri oldugunu anlatmaya calistim sen bilmezsin öyle degile geldi, eminim suradaki researcher vizelerini benden iyi biliyorsundur, hii hii, özellikle son 2-3 yil icinde cikarilmis vizeleri falan. Eminim her gün researcherlar senden yardim istemeye geliyor, tabi canim). Burada ögrenci olmaya calisan bir kac türke yardimci olmus kendisi, dil vizesiyle falan gelmis herhalde cocuklar, ingilizce falan bilmiyorlar, hayati bilmiyorlar, onlari yardimci olmak adi altinda sögüslemis iste (misal evinde kiralik oda vererek vb.). O cocuklar da bizim milletin genel yaptigi bilgim yok ama fikrim var furyasindan tabii, oturma iznin yok mu senin oturma izninde mutlaka part time calisma izin oluyor ama dediler Bledaya, cocugum o öyle degil, sizinki ögrenci vizesi, o aile birlesimi vizesi. Ama hee höö diyene de, valla bizim durumumuz pek bir nadir oldugundan konsolosluk calisanlarina biz anlattik olayi diyoruz, o zaman bi susuyorlar.
Neyse iste, almancan yoksa is bulamazsin falan dedi bu herflerin hepsi ( o da ayri komedi, adamin mühendislik diplomasi ve buradaki herkesin amerikan aksani sandigi derecede iyi ingilizcesi var, durumu senden az biraz farkli yani, ki ben burada almanca bilmeden calisan pek cok türk biliyorum. almanca bilmemek derken de, A2'yi bitirdi, kassa B1'i bitirir, ki ben su anda B1.1' i bitirmeme ragmen seviye tespit sinavlarinda falan B1'i bitirip B2'ye baslamaya hazir görünüyorum). Ve bize is önerisi olarak, misal buradaki Türk lokantalardan birinde bulasikci olabilecegini (almancasi olmadigindan anca öyle isler yapabilirmis yani), o adamlarin cumartesileri calismak icin bulasikci aradigini, her cumartesi 12 saat ayakta durup bulasik yikamak karsiliginda 50 euro verdiklerini, fena para olmadigini söyledi!!! Ben de cevap olarak deneklerime MR scannerin icinde yatip önlerindeki ekranda fotograflara bakmalari karsiliginda saatlik 12 euro verdigimi söyledim, anlatmaya calistim ama tek dogru kendi bildikleri oldugundan pek bir dinlemekle ugrasmadilar tabii (MR deyince radyasyon veriyorsun tabi ehöhö dedi bir kiz, kendisi tip okumak istiyormus burada, MR'da radyasyon olmadigini anlattim, inanmadi bana). Ulan su sehirde evlere temizlige ütüye gideceklere saatlik 10 euro para veriliyor, gazeteler ilan dolup tasiyor! Ayrica, gider üniversitede staj yapar daha cok para alir laan!
Bence amcanin önerisi daha sahaneydi, havaalaninda güvenlikci falan olabilir gitsin baksin dedi, kendisine ya amca bisiktirgithele demek istedim istedim cok istedim. diyemedim, 70 kusur yasinda herif.
Suradaki insanlarin herkesi kendileri gibi sanmasi ve 50 yil önce kendi geldikleri durumla kiyaslayarak fikir yürütmeleri beni öldürüyor. Yani insanlar iyi niyetten yapiyor falan diyebilirsiniz ama, biz de SALAK degiliz cok afedersiniz. 2.5 yildir buradayim ve bu 3. ev arayisim, bir sekilde becermisiz, degil mi? Yani buradaki ögrenci arkadaslarimdan falan da, o kadar salakca akil verenler oluyor ki, hi hii biz salagiz cünkü mk, 3 kere yana yakila ev aradim bi benim aklima gelmedi bu cözüm evet, bi akilli sensin demek istiyorum.
Bleda mühendislik yapmak istemediginden web programlama ögreniyor simdi, codeacademy sagolsun. Bu olayin güzelligi, her yerde is var, gördügüm pek cok ülkede acik var, ögrenmek ve uygulamaya koymak icin cok da uzun süreler gerekmiyor (en azindan simple seyler yapip bir yere stajyer olarak basvurmak icin), yerden bagimsiz olarak evden de calisabilir (calisma iznine gerek kalmayabilir böylece, cünkü Türkiyede hala aktif banka hesabimiz falan var).
Bütün bu cözümsüzlükler silsilesi icinde, Türkyede durumlarin bu kadar bok olmasi da ayri bir güzellik, ayri bir stres kaynagi. Hicbir sey bulamazsak ve birimiz ya da ikimiz de dönmek zorunda kalirsa ne olur? Olmasin, kalmasin.
Poff bi sürü deney yapmam lazim yine.
Gezmek istiyorduk bu yaz ama nasil yalan oldu anlatamam.
Bu arada, cok süpper sosyal devlet olan almanyadan baska bir ilginclik söyleyeyim size: Burada 5 yil kalana yerlesim izni (sinirsiz oturma izni) veriyorlar. Buraya kadar ok. 5 yil sonunda almanca bilginizi, demokrasiden anladiginizi falan kanitlamaniz gerek. Bunlar da cok mantikli seyler. 5 yil sonunda hayatinizi idare ettirebilecek sekilde para kazanmaniz falan gerek, e bu da cok mantikli. 60 ay boyunca emeklilik primi ödemis olmaniz gerek. Hö? yani diyor ki, bize para kazandiriyorsan aslansin kaplansin. kazandirmiyorsan hicbir hakkin yok. Durumu söyle izah edeyim, örnegin biz burs kontratina sahip oldugumuzdan vergilerden ve öyle kesintilerden muafiz.Aman almanyada sinirsiz oturum da eksik kalsin, cok merakliydim. Insanlarin garip iddialari uzerinde yerlesim ve calisma izniyle ilgili haklari arastirdim da tekrardan. Yani sonucta burada 4 yil falan zaten kalacaksak 1 yil daha kalmaya degebilir mi diye bir merakti iste. Onun haricinde, türklerin aile birlesimiyle falan buraya gelirken dil sinavindan muaf tutulmak icin , ya da iste buraya kacak geldiginde burada kalmak icin buldugu cheat i ogrendim: cocuk yapin. Yani var ya, bir yandan bize yapilan seyleri cok iyi anliyorum, bir yandan da sapla samani ayiramadiklari icin sinirleniyorum. Su ülkede marketten ekmek falan almak icin gerekli almancayi ögrenmeden buraya gelmek icin cocuk yapmak. Aferin. Nasilsa devlet bakiyo degil mi? ya da devletten aldigi parayla gecinmek icin 8-10 tane cocuk yapmak. Ondan sonra tabii ev vermezler. Senle mi ugrassin adam?
O yüzden diyorum ki, yabanci korkusu olmayan toplum yok, sadece daha disa acik, ya da daha kapali toplumlar var. Ve lanet olsun, dünya genelinde durum pek de iyiye gitmiyor.
Böyle de boktan durumlar, boktan ayrintilar icindeyiz yani. Danimarka yapimi bir polisiy dizi izlemeye basladim, Kanat Atkaya'nin da öve öve bitiremediklerinden biri. Arada almanca sagolsun Danish anliyoruz ya, en cok ona egleniyorum. Surada 2 yil daha kalacaksam en azindan C1'i falan bitirmek ve mümkünse DAF almak istiyorum, böylece Avrupada kalirsak bir takim dilleri cok daha kolay ögrenebiliriz hem. Bir de benim derdim burada baska dillerin kursuna gitmek icin almancamin hangi seviyede olmasi gerek acaba? ( atiyorum, ispanyolca ögrenmek istiyorum, e buradaki almanca kursu almanca olarak veriliyor tabii). Mesela benim almanca kurslarim ingilizce tabii, derslere ilk basladigimda sinifin yarisi amerikaliydi, bazen ingilizcenin anadilim olmadigini da hatirlatmak zorunda kaliyordum onlara, muhtemelen akillari almiyordu cünkü bir kismi hayatinda hic yabanci dil ögrenmemis. Yabanci bir dilde baska bir yabanci dil ögrenmek benim icin alisildik bir sey yani.
Aman cok uzadi, ben laba gideyim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder