Bu aralar hocam yine beni daha çok paper oku diye terslemekle meşgul. Can sıkıntısı. O da olur elbet.
Kendimipekbiryalnızhissediyorumçünküsevgilimdekedilerimdeburadadeğilçünkühiçbirbokolmayanbiryerdebenianlayankimseyokçünküyalnızımçünküdepresifimçünküiçimsıkılıyorçünküçünküçünkü.....
Oh be, ergen tribimizi de attıktan sonra neşeli günlerimize devam edebiliriz.
Geçen hafta içinde 3 film izledim, mutluyum. İlki True Grit. Jeffciğim Bridgesciğim oynuyor. Bir western filmi, imdb skoru da epey yüksek. Normalde pek de western film hayranı olmasam da sevdim. Düşündüğüm kadar yavaş da değildi film, akıcıydı. Duruydu. Ve hüzünlüydü.
İzlediğim ikinci film bir klasik. Shawshank Redemption' ı epey zamandır izlemediğimi fark ettim ve onu izledim yeniden.
Üçüncü film ise Hunger Games. Bu filmi sinemada izlemediğim için bir kez daha mutlu oldum. Yani düşündüğüm kadar teenager movie değildi belki ama, yine de bence aldığı puanı hak etmiyor (en azından benim zevkime göre). Bir de kesinlikle öne çıkması gereken özelliği bilimkurgu olması değil, çünkü bence çok da bilimkurgu öğeleri taşımıyordu film.
Bugün hayatımda ilk kez dilim karpuz satın aldım süpermarketten. Bir stereotype'ın daha sonuna geldik sayın seyirciler, yayında yapımda emeği geçen herkese teşekkürler. Afiyetle de yedim valla, çok iyi değildi ama çok da kötü değildi tadı.
Biri ev eşyası satıyor ucuza, belki TV falan alacağım. Yeterince yalvarmak suretiyle taşıyacak birilerini ayarlayabilirsem neden olmasın. Genel olarak böyle işte, hayat güzel falan, gidiyor.Kendime almanca çocuk kitapları aldım bugün. Mutluyum ya, mutlu olmalıyım. Bir de Bleda ve kediler burada olsa çok süper mutlu olurum. Gelinlik olarak giyebileceğim düz beyaz elbise arıyorum falan. Böyle işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder