20 Ağustos 2010 Cuma

all along the watchtower

Tez demek hayatın gittikçe phdcomics'e daha çok benzemesi demek, değil mi? Sınıflandırma yapmam gereken problemimde (evet, koskoca bir hastalığı bir 'problem'e indirmek gibi bir ayrıcalığa sahiptirler 'bilgisayarcı'lar) yeni parametre eklediğimde tahmin oranının artacağına düşmesi beni şaşırtmamalıydı. Bu kadar parametreyi kçıma sokamayacağıma göre, kullanmanın bir yolunu bulmalı mıyım? Evet. zannedersem parametreleri çarpıp bölecek, otomatik olarak onları sevecek(!) bir doğadan esinlenen algoritma kullanıp optimum parametre setini hesaplamak gerek.
Bir yandan da proje, aman proje, canım proje. hala uyumadan önce çözümleri bulabiliyor olmak gayet başarılı bir şekilde idare ediyor beni. daha fazla matematik öğrenmek gerek. Medical Imaging demek matematik demek, ben son iki yılda en çok bunu öğrendim.
B. akıl sağlığımdan endişe duymaya başladığını söyledi. tamam, biraz takıntılı olabilirim, stres sebebiyle takıntılarım artmış olabilir, simetri takıntım sinir bozucu boyutlara ulaşmış olabilir mesela ama, bence kimseye bir zararı yok. 
Burada ortam tabii ki çok sıkıcı, aslında konservatif insanların flörtleşme yaşının 5 olmasını gözlemliyorum misal bu aralar. Evrimsel psikoloji açısından bakarsak zevkli. Davranışsal olarak primatlara ne kadar benzediğimizi bilse bu homo sapiensler, ne kadar hayal kırıklığına uğrarlar acaba?
Bu aralar çok bir şeyler okuyamıyorum. "Expendables" izledim. tabii ki sanatsal olarak hiç bir anlamı yok ama adamlar çekerken eğlenmişler.Onun haricinde "Seinfeld" izliyorum, eğleniyorum. dün labda kod koştururken Battlestar Galactica izlemeye başladım. evet biliyorum, bilimkurgusever biri olarak şimdiye kadar izlememiş olmam hata falan fıstık. Siz de bu arada "firefly" izleyin madem.
Bir de "The Human Brain Introduction to Its Functional Anatomy" diye bir kitap buldum kütüphanede, boş zamanlarımda onu kurcalıyorum. Ben de fMRI istiyorum, olmaz mı?
Vee, insanlık için küçük, kendim için büyük bir adım attım. Toefl için tarih aldım. Zannedersem uzun zamandır ertelediğim bu işi hallederek gitmeye dair ilk adımımı atmış oldum :)
Eğer şu anda draftlarını hazırladığımız makale herhangi bir yerde çıkarsa gitmek konusunda şansımı bariz bir şekilde katlamış olurum. Hadi bakalım.
Haftasonu İzmir'e ve Ayvalık'a gittim. Eğlenceliydi, denize girdim, saçlarımı kestirdim. Sonunda pes edip yine kısa kestirdim saçlarımı, hayat böyle geçmez diye. Her sabah duştan sonra kurutmadan sokağa çıktığımdan, kısa olunca en azından laba gelene kadar kuruyor.
8 yaşındaki yeğenim bana geçen hafta "teyze, sen bilim kadını mısın?" diye sordu.  Şimdi 8 yaşında bir çocuğun bilim KADINI lafını kullanmakta olmasına dikkatinizi çekerim. "ben büyüyünce bilimkadını olmak istiyorum, ama hangi konuda çalışacağıma daha karar veremedim. Hepsini istiyorum" dedi.Ben de kendisine henüz bilim kadını olmadığımı, ama araştırma yaptığımı anlattım.  "Sen olunca bana çalıştığın konuyu anlatır mısın? Ben de karar vereyim." gibi bir şeyler dedi. Şaşkınlıkla biraz tezimden bahsettim kendisine. Bence sosyal bilimlerde çok başarılı bir BİLİM KADINI olur kendisi. Beni neredeyse her konuşmamızda şaşırtıyor.

Hiç yorum yok: