sfk'nın mesajıyla ne kadar uzun zamandır yazmadığımı farkettim. Tembellik iyi bir mühendisin en önemli özelliğidir ya, iyi bir mühendis olamasak da güzel bir bahanemiz var işte :D
Benden özetler kısmına geçeyim hemen:
Aylar biraz daha iyi gidiyor, özellikle kasım ayının bana şans getirdiğini düşünmeye başladım ben.
Kediler 2 oldu, ikincisinin adı mofu. yaklaşık 3 haftadır falan bizimle. Kedilerle ilgili bir internet sitesinde ölecek aman çok yazık modunda bir mesaj gördüm. Gidip aldık, veterinere götürdük. Şimdi turp gibi. Yaklaşık 3 aylık bir dişi. Böyle bulaşık bir rengi var, her renk :) Hala çok zayıf ama çok oyuncu sıpa. Yani guru ne kadar asaletli bir prenses ise bu o kadar yüzsüz. Gelip kucağa yatıyor, sırnaşıyor. Her yere tırmanıyor. Perdenin ucunda sallandığını görmek çok komik oluyor :D Gurunun 3 katı kadar falan yemek yiyor. Bu sabah buzdolabının üstüne çıkmış, orada bir kap içinde kabuklu fındıklar var, aşağı fındık atıp oynuyordu. Fındığı bir şeylerin altına kaçırınca aynı işe baştan başlıyor, guru da bir kenarda durmuş bu salak napıyor be diye onun izliyordu.
Neyse evde durumlar böyle.
Geçen hafta İzmir'e gittim. İzmir'in orta yaş- orta sınıf teyze konseptini çok seviyorum ben. Muhabbetleri çok eğlenceli. 45 yaşında açıköğretimde tarım okumaya başlamış bir teyzeyle GDO'lar hakkında falan konuştuk. Bitirince yüksek lisans falan yapmak istediğini söyledi.
Bölümden muhabbetini çok sevdiğim bir arkadaş edindim. Bu da oldukça iyi geldi.
Kitap atölyelerimize yeniden başlıyoruz. İlgilenen olursa 22 Kasım'da Kürk Mantolu Madonna- Sabahattin Ali ile başlayacağız.
Elektrik mühendisliği yerine İstanbul'da tur rehberliği yapmasını istediğim arkadaşım Tuna bu ay içinde Türkiye'ye gelecek (Kendisi Katar'da çalışıyor da). Onunla 2 günlük bir gezi planımız var, ben diyeyim Balat, Kariye müzesi siz deyin Arkeoloji müzesi. Bu gezi de dışarıdan katılımlara açık :D
En son olarak asıl en keyiflisine gelelim. Dün Mustafa hocaya doktora başvurularına ne zaman başlayayım diye sordum. Sonra oturduk konuştuk. henüz hiçbir şey belli olmadığı için bir şey demeyeceğim ama uzun bir zaman sonra sadece olasılıklar sayesinde bile çok mutluyum:) Ben bu gazla bu dönem aldığım ve hiç anlamadığım dersleri de atlatırım :D Aslanım, kaplanım, yaparım. Hadi bu gazla kalkayım da "İnsan Genetiği" adındaki doktora dersime gideyim. Sonra orada öğrendiklerimin genetik algoritmalarda uygulanabilirliği üstüne düşünerek ve olasılık hesaplarında hocanın hesap makinesi işlevi görerek eğleneyim(hocanın bana sorduğu çarpma ve bölmeleri yaptıktan sonra en sonunda önümde hesap makinesi olmadığını farkedip sen onları kafadan mı yapıyordun diye şaşıran kızcağıza da buradan selam eylerim. İlkokul matematiği be valla fazlası değil. Ah biyologların matematik korkusu).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder