20 Kasım 2012 Salı

Guney Amerika'ya gitsek ya

Nes'eli sarkilar dinleyip nes'e yapalim hadi nereden ciktigini hatirlamadigim bir lise deyimidir bu nes'e yapmak- vurgulu okunacak)
Gecen cumartesi buradaki turk kizlardan biriyle sehirde gezinmeye basladik, hava guzeldi ve gunesliydi (guzel dediysem simarmayin, 11 derece mi ne yani). Sehrin hic girmedigim ara sokaklarina girip hic girmedigim dukkanlarina daldik. Sonra da daha once hic yurumedigimiz bir yone dogru yuruduk merkezden, merkezin bitip dis mahallelerden birine dogru. Eglenceliydi, muhabbet ettik, yurudugumuz yollar duzayakti ve gunes vardi, guzel evler gorduk, daha ne olsun.
Sonra ev sahibim aradi, meger Ingilizce biliyormus, gayet de guzel konustu, kendisi zannimca sadece biraz "yavas" ya da nasil diyeyim, kafasi kolay karisiyor ve para pul islerine pek de kafasi basmiyor olabilir. Neyse, iyi davransin da yavas ya da salak olsun farketmez.
Sonra yaklasik 15 aydir oturdugum evimde ilk kez telefonumu calistirmayi becerdim, modeme reset atinca oldu bu sihir (ve evet, modeme reset atmak icin de epey ugrastim, utanc verici ama her sey almancaydi, becerdim yani :))
Gecen cuma bir Balkan konserine gidecektim ama guru hasta oldu (gecen hafta bir aksam disari cikma maceralarindan birinde her zamanki gibi kapinin onundeki agacin altinda oturmak yerine kaybolmayi tercih etti 3 saatligine, o arada usutmus olmali). Neyse iste, ona tavuk hasladim falan basinda bekledim, gitmedim konsere falan. Hala biraz hasta ama neyse ki daha iyi (aksam deliler gibi oyun oynayabildigimize gore keyfi de yerinde sipanin).  Kedi bakmak da zor is anlayacaginiz.
Su aman allahim mecbur kalip Munihe tasiniyorum kabuslarimdan birini daha gordum gecen hafta, tanri sizi baveryadan korusun! kraliceyi ve fasist rejimi de koruyabilir tabii, sectiginiz ezgiye bagli olarak :)
Gecen pazar yaklasik 1 yildir elimde surunen, yarim yamalak devam ettigim, arada bir suru kitap okudugum kitabi bitirdim sonunda- Oguz Atay'dan Tehlikeli oyunlar. Kitap zaten guzel falan da oralari anlatmayacagim tabii, Oguz Atay'in bir nefeste baslayip okudugum kitabi olmamis olabilir ya, onu farkettim.
Bu aralar acik goruslu almanlarla kaynastim biraz, iyi geldi.
Okunacak, izlenecek, yapilacak ne cok sey var pofff...
Salak ogrenim kredisi borcum bitmek bilmiyor, 1 hesap yaptim, su anda kenara odemek uzere ayirdigim parayla 1 yilda 11 bin liraya yakin para odemis oluyorum, ondan sonra tabii param olmaz. Zaten enstitu amerika gezisinin parasini oderken hata yapmis, parayi yeni oduyorlar ve farkettim ki otel parasini alamamisim bir sekilde, poff. 4 islem bilmeyen adamlari koskoca tip fakultesinin muhasebesine koymayaylarmis iyiymis de, neyse (bu yaptiklari iblmemkacinci hata da o yuzden).
Ya o degil de, ben Hus'u  ozluyom be, yani iste yok yeni arkadaslar edin orada yok bilmemne, bos isler bunlar. Burada hayatinin onemli bir kismini kendi kendine kafasinda benim hayatimla sidik yaristirarak harcayan bir 'arkadas' var da, insan ister istemez karsilastiriyor 'arkadas'larini.  Ya da insan etrafinda samimi olup da sinirlarini bilen 'arkadas'lar ariyor, cunku kisisel alan herbi sey.
neyse, dun hava inanilmaz sislidi ama boyle sis filminden firlamiscasina sisliydi. Tum gun hic acilmadi, hatta daha da yogunlasti sis (kalinlasti yazacaktim neredeyse, TRT ceviri Turkcesiyle konusmaya giris 101).
Ogle yemeklerimin cogunu ofiste masa basinda yiyorum ( fasizme karsi asosyalim asosyalsin asosyaliz).  Bu yemek aramizi da gotumuzden uydurma tarifle yaptigimiz mercimekli corek ve salata ile doldurduktan ve blog yazarak harcadiktan sonra, bir makaleye daha bitirmek uzere donelim (valla bitecek, kisa zaten, dunku okudugum makale 28 sayfaydi hayattan bezdirdi ama olsun).
Gunesli ve 4 derece olan bir Ttubingen gununden sevgilerle :)

8 Kasım 2012 Perşembe

motion benim, parallax da bana girdi musaadenizle

Sonunda pasaportum, evlilik cuzdanimiz vb gibi evraklar geldi. Yabancilar polisiyle ilginc diyologlara girmek zorunda kladiysam da artik Almanya'da da resmi olarak toplamda 20 karakter tutan cift soyadli biriyim iste. Kendi soyadini biraksaydin diyenlere on not, simdiden faydasini gordum ikisini birden kullaniyor olmanin (bazi evrak islerinde gecisi kolaylastirabiliyor, ya da postaciyla girilen anlamsiz diyaloglarda  bambaska biri degilim ben valla bak, sadece bir kelime daha eklendi diyebiliyorsunuz).
Neyse, bugun hocamla girdigim bir diyalog daha sonrasinda bir kez daha farkettim ki, daha buradayim ya ben, daha epey buralardayim.
Bu arada su sarkinin iki versiyonu da hepimize gelsin:
http://www.youtube.com/watch?v=oSpqj3V0s2E
http://www.youtube.com/watch?v=jZLHsqOXFkc&feature=related
Salak ev sahibimi arattim arkadasa adim degisti haberi olsun diye, inatla mail adresini vermek istemedigi gibi arada 1 ayin kirasini yatirmadigimi iddia etti. Sacma sapan isler... almanca bilsem de hala anlasamayacaktik sanirim kendisiyle.
Neyse benim once bir seminere, sonra da almanca dersine gitmem gerekmekte,

7 Kasım 2012 Çarşamba

kabus

Dün gece miydi daha önce miydi hatirlamiyorum,  hatta böyle bir rüya görüp görmedigimden bile emin degilim ama rüyamda (sanirim rüyamda yani) bir sekilde Münih'e yerlesiyordum. Bilincaltina gel, tam kabus. Almanya'da yabancilari sevmiyorlarsa Münih'te ( Bavyera'da) 5 misli sevmiyorlar.  Oyy, düsüncesi bile kabus. Zaman zaman Tübingen köy kadar oldugundan cok küfretsem de yeni baslayanlar icin Almanya'ya yumusak bir gecis olabilir aslinda ( Tübingen Almanya'da yabancilar polisinin gercekten kibar oldugu ender yerlerdenmis ve belediye baskani Yesiller Partisinden).
Bir sey daha yazacaktim aslinda ama unuttum, neyse.

6 Kasım 2012 Salı

Tarihte bir ilk

Dun ilk kez Ingilizce yazdifgim maile Almanca cevap veren bir unversite calisanina kizmadim. Evet, oluyorum yavas yavas :)
Bir de az once soyle bir blog kesfettim, bana cok eglenceli geldi:
http://collectivelyunconscious.wordpress.com/
Bir de yemek yapma isini biraz abarttim sanirsam, haftaici yemek uzere pazar gunu humus ve kucuk lavasciklar yaptim - bu arada blenderim ve oklavam yok, ikisi de biraz ilginc ve zor oldu yani aslinda. Baska yemekler de yaptim, su her zaman yaptigim yogurtlu havuc ezmesi tadindaki seyi soya yogurduyla yaptim, soya yogurdu yogurt yerine krema gibi oldugundan eksilik vermek icin de limon siktim biraz., bir de degisik tatlar modunda ceviz kattim. Bence super bir meze oldu. Neyse, haftasonu aldigim zeytinli tofuyu deneyeyim bir ara, eminim guzeldir :)
biraz mutfak esyasi almam gerekiyor olabilir, ama gecerli bir pasaportum olmadan trene binmek ve baska yerlere (misal ikeaya ) gitmek istemiyorum. Bugun Amerikadan doneli 17 gun olmus, yani sadece 17 gundur Tubingendeyim ve bugun bir anda bastilar, o ic sikintisi yine... Ama gecti neyse ki...
Neyse ben Pearl Jam esliginde 3D modelleme konusundaki tutoriali okumaya doneyim. Sebebini ne sen sor, ne de ben soyleyeyim, yeni deney tasarimlari icin grafikerlik oynamaca :D

2 Kasım 2012 Cuma

There's a house in New Orleans

Uzun zaman olmus yazmayali, hep aklimdaydi da tembellik ettim. Doktora insani tembel yapiyor sanirsam. Tembel degil de, diger konularda isteksiz yapiyor.
Yazmadigim arada Amerika'ya gidip geldim. New Orleans'a gittim. Konferans bizim alandaki en büyük konferanslardan biriydi, orada bulunmak ve poster sunmak güzeldi.
Amerika'ya gelince, New Orleans gezmek icin güzel fakat yasamak istemem sanirim orada. Bir de Amerikalilar kibar insanlar, ozellile Almanya'dan gittiyseniz. Ama su da var ki, bu filmlerdeki uuv Amerika söyle Avrupa böyle olayini daha iyi gordum, anladim falan.
Misal, burada hemen her yiyecegin organigini bulmak mümkün ve ucuz. Buranin en büyük numarasi o zaten, sinif farki az ve hemen her sey erisilebilir (zamaninda Istanbul'da daha cok para kazanicam diye gotunu yirtarken buradaki doktora maasima burun kiviran arkadaslara gelsin tekrardan :))
Birazdan bir kilisede yapilacak olan bilimsel bir konferansa gidecegim (burayla ilgili en sevmedigim seylerden biridir bu kilisede bilimsel etkinlik duzenleme sevdalari, ama bu durum Almanya'ya ozgu sanirim ozellikle).
Hocam buldugum fikirlere surekli burun kiviriyor diye bozuluyordum, yani benden pek hoslanmiyor diye dusunuyordum. Gecen farkettim ki kazin ayagi oyle degil, aksine benden buyuk beklentileri oldugu icin o modda. Bir de nedense hocalara karsi biraz fazla yumusak basliyim sanirim, yillardir birilerine yaptiramadigi seyleri kaktiriyor sanirim, olsun iyidir. Doktora dedigin sey kendie mumkun oldugunca cok sey katmak degil midir zaten :D
Bu aralar organik ve vegan beslenmeye takildim, veganim demiyorum, cunku henuz degilim. Ama bence bu siyah beyaz gibi kesin cizgiler yerine gecisli olabilecek bir sey. Ne kadar az yaparsan o kadar az zarar verirsin misali. Bir de bu sebeple/ bahaneyle bu hafta hemen her gun tum yemeklerimi kendim hazirlayip pisirdim, mutlu oldum. Bir de badem sutu bulsam surada tam olacak (evet biliyorum, onu da kendim yapabilirim de, daha oralara gelemedik).
biraz daha almanca ogrendikce ve almanca bloglara falan bakabildikce, benim derdimin genel oalrak almanlardan cok spesifik olarak birlikte calistigim insanlarin kisilik ozelliklerinden kaynaklandigini daha rahat goruyor ve rahatliyorum, elestirdigim insanlar gibi irkci olmaya basladigimi dusunup korkmaya baslamistim.
Bu aralar pek bir sey okuyamiyorum, Ender's Game'in devam kitabina basladim ama dedigim gibi bu aralar okumaya dair tum istegimi makalelerde kullaniyorum.
Saskin guruyu disari salmaya basladim, aptal mutlu oldu ama üsüyor :D Disari cikiyor, bir 10 dakika kadar sonra burrp diye kosa kosa iceri geliyor, battaniye altlarina falan giriyor zavallim. Simdiden boyleyse kisin ne yapacak :D
Neyse, sanirim gitsem iyi olacak. Konferanstaki ilk konusmaci epey ünlü bir kadin, taa Amerikaan kalkip Tübingen'e geliyor, kacirmamak gerek :)