3 Ekim 2012 Çarşamba

Baby, love will come through it's just waiting for you

Gunlerden carsamba,  ofisteyim. Gunun anlam ve onemi alman bilmemnesi oldugundan aslinda resmi tatil olmasi, yine de hemen hemen tum ofisin burada olmasi, hatta birinin gelmiyor musun diye bana mail atmis olmasi. SAAANAAANEEEE diye bogurmek istedim kendisine, onun yerine gelince yari-kibarca ne oldu biri beni mi sordu dedim kendisine.
Garip bir gun var disarida, sikintili ve sicagimsi ve sogugumsu. Ya da hasta oldugumdan bana oyle geliyor olabilir tabii. Evet bildin, yine hasta oldum ben. o yuzden de uzunca uyudum bugun sicak yatagimda, sicak kedimle beraber. kendisine yatagin ustunde yer yaptim disari bakabilmesi icin, yatagi pencere kenarina yaslayip uzerine yuksek olmasi icin bavul koyup uzerine de yun hirka serdim, gitti ustunde uyumaya basladi saskin salak :)
Neyse konu basligimiz, kahve yapmaktan dondugumde radyoda calan Travis sarkisindan gelmekte, bir donem bu sarkiyi ne kadar ne kadar ne kadar cok severdim onu dusundum.
Yapmam gereken cok ve sacma isler oldugu icin huysuzum bugun. Deneyi ben tasarlayip yaptim iste, analizini de yaptim. Gorsellestirmeyi baskasi yapsa olmaz mi. poff poster hazirlamaya giris vol. 1113. Neyse yarisi hazir posterin zaten, bosa soyleniyorum aslinda.
Hadi ben posterime geri doneyim, sarki da bitti zaten.

2 Ekim 2012 Salı

aylardan ekim, yillardan sanane

evet, farkettiginiz gibi en parlak sabahim degil. Gecen ay sadece 1 sefer yazmisim, hayret, Tabii ki buranin boktanligina tekrar alistim, o depresiflik gitti neyse ki. Haftaya gidecegim konferans icin poster hazirlamakla mesgulum haril haril. Bu arada bugun almanca kursum basliyor, haftada iki aksamimizi da oyle yedik mi tamaaam, Bir aksam da akademik bir okuma grubumuz var, ee bak bitti sayilir hafta.
Buraya kis geldi sevgili blok, ben de sanirim yeniden hasta oluyorum becerip, ulan bir iyilesemedik gitti  ya. Neyse buraya kis geldi diye huzunlendigimde New Orleans'ta havanin hala 25+ C olmasini dusunuyorum, mutlu oluyorum. Ben bu bedevilikle becerip oraya da kar yagdiririm ama ekim ayinda, inandim yani buna :)
Gecenlerde buraya yakin bir selale gormeye gittik, gecenlerde dedigim de 10 gun oluyor. Guzel bir geziydi, hava falan da guzeldi. Almanyada pazar gunlerini doldurma zorunlulugu hissediyor insan, her yer kapali oldugundan.
Burada bir turk ile daha tanistim, buradaki diger turklerin aksine o da doktora icin gelmis ve yasi benim yasima daha yakin, biraz muhabbet ettik, takildik, iyi geldi. Degisiklik her zaman iyidir be blog, hele ki got kadar bir koyde yasiyorsan. Bana kitap verdi, okuyalim bakalim bakalim.
Bir suru bilimkurgu okumak istiyorum yine, Stuttgarta falan gidip ingilizce kitaplar alsam bari.
Saka maka Bleda buraya 1 ay sonra falan gelebilir,dusunmesi bile guzel :D got kadar ikea evinde simdi de iki kisi yasamacaa :D pardon 5 varlik yasamaca :D
Guru alisti aslinda eve, tabii ki disari cikmak istiyor ama mutlu da sayilir.
Bu aralar fena demeyecegim filmler izledim arada, The Five Year Engagement, The Dictator, Cleanskin falan filan.
Ben datalarim analizlerim postere konacak figurlerime doneyim yine.